6 Ağustos 2011

Ganyana Giren De Terler!

05.08.2011 bu tarihi unutulmayacaklar arasına çoktan aldım. İyi desem tam iyi değil, kötü desem tam kötü değil dediğin günler olur ya.. Sen de "Ne garip gündü be arkadaş!" dersin. İşte öyle bir gündü. 

Sabah kötü geçen bir sınavın arkasından artık bu moralim toparlanmaz diyordum. Yalnız "Şirinleri" tümden çıkartmıştım aklımdan bunu düşündüğüm vakitler. Not alışverişi yapmak için Benay'la Mecidiyeköy'de buluşunca ve bir de 5 Ağustos Şirinlerin vizyon günü olunca kadere karşı gelinmezdi elbet. Biletleri aldık. Salona oturduğumuzda ilk fark ettiğim şey "çok çocuk var" oldu. Şirinler filmine gidiyorsun neden bunu yadırgadın diyebilirsiniz ama kanımca saçmaydı. Çünkü birincisi bu çocuklar şirinleri bilecek kadar büyük değildi ( Hala şirinler veriliyorsa hangi kanal bana da söyler misiniz ? ). İkincisi sinema filmi yahu bu çizgi film değil. Bu kadar çok çocuğa gerek yok! Büyük yok muydu peki ? Evet vardı. Çocuklarını filme getiren; anneler, babalar, nineler ve dedeler vardı.  Hmm bir de Benay ile ben :) 


Film başlamadan aldığım Uykusuz yaz ekinden Otisabi'yi okuyup koptuk. Filme daha doğrusu gülmeye zaten hazırdık ama inanın filmin sonundaki etkiyi o an için tahmin bile edemezdim. Film başlayınca duyduğumuz ilk şey şirinlerin o şirince şarkıları oldu; laa la la la laa la.. Ve duyar duymaz iki yana sallanan biz. Sanırsam salonun ilgisini ilk orada çektik. Film ilerledikçe de bu ilgi ve alakayı fazlasıyla hak ettik. 


Filmin konusunu anlatayım isterdim ama o konularda iyi değilim. Dileyen buradan okuyabilir. Yalnız belki biraz 'spoiler' verebilirim. O yüzden şimdiden diyorum. Bu yazıyı okuyup güleceğim diye filminin içine edildiğini anlarsan bana sövme. Ben anamı da babamı da severim. Ebemi tanımadım ama iyi kadınmış. Ona da laf ettirmem. Uyarmadı deme arkadaş! Atla atla sondan 2.  paragrafa atla sen:) 


Film gerçekten bu kadar komik miydi ? Yoksa filmi komik yapan bizim gülme isteğimiz miydi ? Babam böyle pasta yapmayı nerden biliyor ? Hatta aaay inanmıyorum babam pasta mı yapıyor ? Diye düşünmedim de değil. Yalnız filmin bende bıraktığı tat çok güzeldi. Şarkıyı duyar duymaz biranda küçülmüştüm işte. O koltukta, 23 yaşındaki koca kazık penguen değil de televizyona iyicene yapışmış çizgi film izleyen götü boklu sümüklü penguen oturuyordu. Şirine'yi gördüğünde hala içinde biraz kıskançlığa çalan beğeni vardı. Sakar Şirin'de hala kendini bulabiliyordu işte. Gözlük Şirin'le arasındaki benzerlikleri görünce bir oturuşunu düzeltiyordu. Film o şarkıyla başladığı andan itibaren biz de kopmaya başlamıştık. Ama nasıl kopulmasın ? Baştan Türkçe seslendirme diye ağlandığım için (Filmleri orjinal seslerinde dinlemeyi tercih ederim ama bizim seslendirmede iyi olduğumuz aklımdan çıkmış) sonradan pişman oldum. İlkin hadi seslendirdiniz bari çizgi filmde seslendirenleri bulsaydınız ya bu iş için demiştik ama daha sonra çeviriler beni benden aldı. Özellikle de Sakar Şirin için denilen onca replik... Sakar Şirin fazlasıyla efsaneleşti zaten. Her yerde sakarlık yapıp sakarlık yapmasını diledikleri anda yapmaması ya da herkesin onu asayı alamayacağından emin şu sözleri ; " Demek ki sonumuz böyle olacakmış! " :). Yalnız benim favorilerimden biri Cesur Şirin oldu. Şirine'nin elbise denemelerinde Marilyn Monroe misali eteklerinin uçuşmasına kendi eteğiyle yanıt vermesi yok muydu sanırsam orda ikimizde iptaldik Benay'la :). Bu arada dip not vermeden geçemiycem. Şirinlerin alt metni komünizm diyenler sözüm size! Şirin Baba'nın Patrick'e "Gel babanın kucağına" dediği sahne olsa olsa alt metin olarak emperyalizmi verir be! Kucak mucak ne oluyoruz yahu:). Bu arada Şirinlerden bu kadar bahsettiğime bakmayın ben en çok Azman'ı sevdim. Yok böyle mimikler! Çizgi filminde biraz aptaldı ama bu filmde o olmasaydı Gargamel bir adım bile atamazdı. Azman'ı en çok Gargamel işerken ki utanmasıyla hatırlıycam. Gargameli de " Azman öldün mü?" repliğiyle. 



Filmin her sahnesi çok iyidi ama bitiş beni daha fazla etkiledi. Sakar'ın asayı tutmaya çalışmasıyla kahkaha krizine girdim. Şirin Baba'nın "Sizin köyden ilham aldım şehrimi yeniden kurucam." demesi üzerine Benay'ın dönüp "Kat kat mantar yapcak herhalde"  demesiyle zirve yaptığım. Son sahne de "Özgürlük' Şirine' Heykelini" görünce elimi kolumu bacağımı tutamayarak tepindiğim ve öndeki teyzenin dönüp bana bakıp gülmesiyle son bulan gülme krizim yerine sarhoş bir hal bıraktı. Tabi bir de en son sahneyi unutmamak lazım. Jenerik bitimine yakın ben hala Gargamel'e noldu diyordum ki çıktı piyasaya ve "Ne bakıyorsunuz?!" dedi. İşte o an Benay'la ikimizin bir doğrulup gözümüzü kaçırışımız vardı ki görülmeye değerdi. Bu da gülme krizime tuz biber oldu. Çıktığımız da hala birbirimize bir şeyler söyleyip gülüyorduk.

Yalnız artık toparlanıp eve gitmeliydi. Tabi önce fotokobi işleri halledilmeliydi. Alışveriş merkezi içinde bir tane buldum ama ne yazık ki makinesi bozuktu. Dışarı çıktık ve sokak sokak Mecidiyeköy'de aramaya başladık. Devamlı güldüğümüzden üzerimizde oluşan sarhoşuk hali bize hiç yardımcı olmuyordu. İkimizde artık durumu sapıtmış farklı öneriler getirir olduyduk. Nedense Turkcell bayilerinin içine bakıyordum.  Bir 'foto' yazan yerin sonuna nedense 'kopi' ekleyip heyecan yaptım. Benay Darty'ye girip makinaları denemek istiyormuşuz gibi işimizi halledebiliriz diye öneriler bulunurken gördüğü Kıraathaneyi kırtasiyeye benzeterek onun da en az benim kadar sarhoş olduğu gerçeğini onaylatıyordu. Sonunda yolda bir kırtasiye bulduk ama kapalıydı. Kapalı olmasını geçtim zaten giremezdik içeri. Adam öyle okları yerleştirmiş ki kapıdan sokmak yerine yan camdan çağırıyordu içeriye. Bunun üzerine daha artık bulamayız diye ümidi kesip dönüş yoluna geçmiştik ki ben pasajların içlerine hala bir göz atıyordum belki olur diye. Benay da her defasında ; " Pasaj içine girmek yok. Fotokobi çekeceğiz diye fotokobimizi çektirecen." diye söyleniyordu. Tam o dırdır yaparken ben bir bakkalda fotokobi yazısını gördüm ve daldık. Yalnız adam defterden fotokobi çekemiyordu. Sebep? İnce olması. Hadi canım ! Yalnız kızamadım çünkü yardım sever kahraman bakkal amcam bizi başka fotokobiciye yönlendirdi. Takıldım adamın peşine. Oha o da ne ! Pasaja giriyor. Benay gözleriyle bana yapma dercesine yalvardı ama ne olabilirdi ki ? En kötü ihtimal Müjde Ar'ın yeni oynayacağı bir filme fikir vermiş olurduk. Adamın peşi sıra pasaja girdim ama girmez olaydım. O seslendiği adam hangi dükkanın önünde duruyordu ? Yok canım olamaz! O ganyan bayi mi? Yok yok olamaz derken ganyan bayinin önüne kadar geldiydik. Adam deftere baktı. Benay tam  "Çekemezsiniz canım. Anlıyoruz biz sizi. Neyse meşgul ettik. " tarzı cümleler kurmaya başlamıştı ki  adam çekerim abla dedi. Girdik mi içeri. İşte o andan itibaren küçücük bir kümeste horozlar arasındaki iki tavuktan farkımız yoktu. Yalnız tek sorun korkudan gıdaklayamıyorduk bile. Sonuç olarak biz ÖSS sonuçlarından tatmin olan bir devletin himayesi altındaki halktık. Her an her şeye 'tatmin' olabilirdik. İçimizde hala gülme isteği, üstüne bir de atlar koşmaya başlayınca hipnoz olmuş gibi ona bakan ben. Benay tutmasa "Abi 5 numaraya oynuyorum" diyeceğim o derece. Kastıkça kastık kendimizi ve bu durum bende terlemeye yol açtı. Lakin yok böyle bir terleme. Soğuk birayı getirirsin de şişenin dışından içi soğuk olduğu için damla damla sular süzülür ya. İşte terlerde benim boynumda öyle süzülmeye başladı. Gören de hamama girdi terliyor sanacak. Abimin eli o kadar yavaş ki ben biran fotokobinin sonunu göremeden oracıkta eriyip biteceğimi düşündüm. Nese ki yetiştirdi. Borcum ne kadar diye sormaya niyetlensem de  benim kupon kaç tuttu abi modunda salak bir gevelemeden sonra fotokobiyi alıp uçarak uzaklaştık. 


Şirin Dede'leri de işte orda görmüş olduk. Demek ki neymiş ? Her zaman uslu olmak iyi değilmiş! Uslu olursan terlermişsin. Sen hiç kötülerin terlediğini gördün mü? Onlar karizmadır yahu! Ah bir de kaybetmeseler tam süper olucak... Gargamel'in filmde unutulan ama çizgi filmde hep söylediği gibi ; " Şirinlerden nefret ediyorum. Sizi yakalıycam yıllarca uğraşmam gerekse bile hepinizi ele geçiricem! Elbet bir gün köyünüzü bulucam o zaman, o zaman pişman olacaksınız!" 



Dikkat Kuzey Kutbu

İzleyiciler

Etiketler

14 şubat (1) 23 Nisan (1) 25 yaş (3) 29 Temmuz (1) 41AT (1) 5 Kasım (1) 500ES (1) 90's (1) adap (1) amiral battı (1) analiz (3) anlamak (1) Arzu (3) aşk (7) aynı (1) ayrılık (2) ayrımcılık (1) bachata (1) banka (1) başkent (1) beğenmek (1) beyaz (1) bilmece (1) bir sevgi istiyorum (1) bovling (1) Bülent Ortaçgil (3) Cahit Arf (1) ceviz cafe (1) Cihan Demirci (1) çay (1) Çingene Kızı (1) çizgi film (1) çocukluk (8) çorap (1) dans (1) Davutpaşa (1) değişim (1) deli gömleği ütü istemez (1) demirdöküm (1) Devekuşu Kabare (1) dilek (1) Dilime Dolandı (2) DİR (20) Disko Kralı (1) doğum (1) doğumgünü (2) Don Kişot (1) dost (4) dövme (1) düğün (1) dün akşam (1) eller (1) emek sineması (2) Emel Sayın (1) engelli (1) ergenlik (1) Erhan (1) esas kız (1) Eskişehir (1) evlilik (3) Eylül Akşamı (2) Fenerbahçe (1) festival (4) fikir (1) film (6) filmekimi (2) Finansbank (1) Freddy Krueger (1) futbol (1) gala (2) GAMYAD (1) ganyan (1) Gaziantep (1) Gaziantep Kalesi (1) gemi (1) gezi (2) göçmen (1) guiness (1) gülümseme (1) güncelleme (1) günlük (2) haber (1) hakkında (1) Hakkında Değil Kendisiyle Konuş (1) hayatım (4) Haydarpaşa (1) Hayvanat Bahçesi (1) hesap (1) hoşgeldin (2) huzur (1) IKEA (1) İkitelli (1) istanbul (1) istemek (1) (1) iş hayatı (1) İzmir (2) kaçmak (1) kader (1) Kahramanlar Müzesi (1) kahve (2) kampanya (1) kan (1) kan kanseri (1) kapak (1) kapı (1) kaybetmek (1) kedi (1) kırgınlık (1) kısa kısa (2) kitap (1) klip (2) koltuk (1) konser (1) korku (2) korku filmi (1) kuaför (1) kurbağa (1) kutlama (1) kuzen (1) kültür (1) leylek (1) madde (3) Mars Heykeli (1) masal (1) matematik (5) melez (1) mezun (1) mezuniyet (1) mim (1) minibüs (1) nar (1) nargile (1) nil (1) Okan Bayülgen (1) oryantasyon (1) Oya-Bora (1) oyuncak (1) önyargı (1) örtü (1) özlem (1) pasta (1) patikli penguen (1) pazar (1) pi (1) platonik (1) poster (1) saçma (1) sansür (1) sarı kağıt (1) savaş (1) Secret Cv (1) sevgi (2) siyah (1) soba (1) soğan (1) sorgulama (1) staj (1) stres (1) süpermen (2) şarkı (6) şataraban (1) şerefsiz (1) şımarıklık (2) şiir (3) Şirinler (1) şizofren (1) takım (1) Taksim (1) tango (1) tanımak (2) tanıtım (3) tanrı (1) taslak (1) taşlıtarla (1) teleşli apt (1) terlemek (1) tesadüf (1) tesbih (1) trombosit (1) unutmak (1) V for Vendetta (1) yabancı (1) yağmur (1) yangın (1) yapma (1) yardım (1) yasak (1) yaşayan kütüphane (2) yemek (1) Yeni türkü (1) yeni yıl (1) yeşilçam (2) Yıldız Teknik (6) Yıldıztog (4) yıldönümü (1) yolculuk (1) yumak (1) yumurta (2) yüksek lisans (1) Zeki Müren (1) Zeugma Müzesi (1)

Sobe!

Takvim İnsanları