18 Şubat 2011

Atışma

Geçenlerde arkadaş meclisinde muhabbet ederken ne kadar huysuz olduğumdan açıldı konu. Hiç bir şeyi beğenmiyormuşum bu aralar. Yahu beğenilecek bir şey vardı da ben mi kaçırdım? İbo'nun dediği gibi Urfa'da Oxford vardı da ben mi okumadım? Ben de beğeniyorum, al işte aşağıdaki atışmaya bayıldım. Bir arkadaşımın, yazılan bir iletiye verdiği yanıtlar özellikle de şiirler beni benden aldı.  Tek kelime ile bayıldım. Demek ki neymiş? Ben de beğenebiliyormuşum.

" Anne ben onu çok özledim, ayaklarının altından biraz cennet çalıp sürsem yollarına, Allah'ım sana şükür deyip koşup gelir mi kollarıma? "  ( Kurnaz'ın o meşhur iletisi ) 
Süpermen:
Taşıma su ile değirmen döndürülmeyeceğini bilen ey insan
Çalmayı düşündüğün parçanın o cahil ellerinde kömür olacağını bilmez misin
Kendin yollarını cennete çevirmeye çalışmak yerine
Öz annenden bile çalmayı, elin oğlu için mi yeğlersin?

Kurnaz:  
ey insan evladı işin gücün yokmudur allahın bi mahzun kuluyla uğraşırsın düşünmezmisin ki ne derdi vardır da yazmıştır hatun bütün bunları esirgeyecek olsam anamı cennetinden dermiyim ki biraz cennet sürsem ayaklarından anam mutlu olmaz mı bin kat kızını mutlu görse sevdiğinlen ??

Süpermen: 
Ey annesinden çalmayı, kendi hakettiğine tercih eden!
Sana gelmesini istediğini, annene ait olanla kandırmayı düşünen!
Kendin olmayı beceremeyip, roller kesen!
Üstüne üstlük, bir de bunu annesi için yaptıgını söyleyen!

Bu dediklerine inanmamı mı söylersin bir de!
Kendini kandırman yetmezmiş gibi,
Çalmakla mutlu olmaya çalışacak kadar gözünün kör oldugunu göstermemiş gibi,
Süt'ü helal olan için mi yaptığını söylersin,
Ondan çaldıklarını peşkeş çekeceğin yetmezmiş gibi?!

Kurnaz: 
helalim olmayan beri dursun hele benden ben istersem yer gök yarılır karsımda duramaz hiç bi beden kessen diorum şu lanet atışmayı ben geçmeden kendimden sütüm helal şükür uzanmaz elim benden bilmediğime anam benm en sadık dostum döner dola...şır sıkıştırır kuyruğumu dönerim yine dostuma sende ki nasıl bir akıldır ki karşılaştırırsın ana sevgisiyle yarimin sevgisini mukayese edilebilirmidir ki mümkünmüdür kii sanki birbiriyle tıpa tıp aynıymış gibi
avuturum kendimi ben çalarım!
gururuma yediren siner bi köşede ağlarım!
tercih ederim kendimden başka herkesi düşünmeyi sorgulamam uyarım!
düşünmem yargıyı infazı desteklerim susarım !
anamdan almadığım sütüm helal bilirim konuşmam yanarım!!

Süpermen:  
Kendini bilmeyen, ellere göz koyan seni
Annenin hakkı sen onu öldürsende helali
Bırak tükürdüğünü yalamayı bunu keramet bilmeyi
Önce nokta virgül öğren, sonra öyle dedigini sonra böyle dememeyi!

Cür'et nedir sen bilir misin ki?
Aştığın, ezip geçtiğin şeyleri savunmaya çalışırsın.
Anneni bu kadar sevdiğini söylerken,
Ondan çalıp başkasına vermeyi robin hood'luk sanarsın.

Mukayese değil tercihtir ortaya attığın laf ey fani,
Senin, sende olmayanla elde etmeye çalıştığın sevgi.
Kalpazanların yaptığı paradan farkı olacak mı ki
Senin bu rengi bozuk, gözleri yamuk kıymetinin.

Yaptığın işin başı bozuk belli
Bütün verdiğin değerlerin temeli, niyetleri belli
Bol sıfırlı paranın, o üstüne titrediğinin esas kıymeti
Çalarak koyamayacağın başındaki "1" in eksikliğinden belli.

Keleş oğlan der ki dinle bunu kulağınla
Feyz al her cümleden, dank ettir kafana
İş işten geçtikten sonra, anlayana
Ya bir bardak su gerekir, ya da hindistanda dalaylama.

Kurnaz: 
aqzına sıcıym süpermen:D du bekle indiricem fani dunyanda sana bi dümen :D
 
Süpermen: 
Dikkat et sana dönmesin, çevireceğin o fani dünyadaki dümen,
Zor olur kıçını kaydırdığın tekneyi toparlaması,
Eğer dersen ki serdümenlik var bende sen kendine mukayet ol,
Kayarsa sana doğru kayar, gerisi senin peydahladığın yalanın dik alası.

Kurnaz: 
dümen değil sadece bana dönen
alışkınım ben kii nice yüzler görüp alayı kıçıma benzeyen
sürdümen olan ben değil bizzat bu fani dünyanın aslı
kaymış gitmiş uzaklara yıldız misali samanyolu değil artık rotaası :D

Süpermen :
İnsanlar aynalar misali kendi neyse karşısındaki o derler şehir şehir
Alışkın olman da bundan kıçına benzeyen yüzlerle haşır neşir
Sen ki Serdümen'i "Sürdümen" ettin ya ayak üstü
Değil Samanyolu, kainata kırsan yolu kâr etmez, Nihal'e aşık seni gidi ey Beşir.

Kurnaz: 
hahaha deyim bare kokmasın bütün bu leş kokan lafların
beşir bok yesin nihal ekmek yabdı behlüle bir fırın
ben alışkınım göt geldim göt giderim de çekil der bnm düzenim
serdümen olur sürdümen sorun etme lütfen :D
bn doğdum doğalı küsüm aynalar...a istemem baktıqımda göreyim orangutan

Süpermen: 
Tutmaya köşesi yok söylediğin sözlerin
Ne kafiyesi var ne de en ufak redifin
Senden fazla şey beklemişim anlaşılan
5 dakika da şaftı dağıtmışsın, motor kapağı olmuş saman.

Önce lafı dinle otur kendini belle
Demediler mi sana söz söz değil olmaz ise bir kelle
Anlamadan etmeden ettiğin o cümle
Hayvanlar alemi gelse kurtarmaz, kokusu gitmez yelle

Aynalara küskün olman normal
Bu kadar laftan sonra aldıgın şemal ile
Orangutanla ne yarışırsın bilmeden
Lemurlar bile yemez seni bu saatten sonra elle. 


Kurnaz: 
ne rediftir nede uyaktan ibarettir duygularım benm
anlamsız cümlelerim bi tek aqzımdan çıkarsa anlam kazanır benm
cinasmış maça kupa papazmış önemli mi ki
yeterki anlatsın derdimi benliğim

bilirim etmez beş para kellem
umrumda bile değil cümle alem
kim ne derse desin sevdiklerim yanımda olsun yeter
nazar değmesin elem tere fiş gözlere şiş kerem :D

ele avuca sığmam ben karıştırma beni kimseyle
orangutanlar kurban olsun şeklimi şemalimi onlara benzettiğime
bilmeden yücelttim belki onları ama
bilerek söylüorum şimdi çatlasın aynalar hasetinden bnm güzelliğime :D

Süpermen:
Derdini "benliğiyle" anlatmaya çalışan bre gafil
Düzenin gerçek sebebini bilmez misin
Rayında olmayan işlerle karşıma çıkarak
Ezilip geçilmekte oldugunda bi-haber misin

Aklın fikrin çuhalı masalarda
Kumarbaz, zirzop oldun çıktın vesselam
Teker teker hepsini öğretirdim ama
Senin gibisine edilmez ne kadar uğraşsam
iki çift doğru düzgün usturuplu kelam

Cümle alem seni çok dikkate alıyor sanki
Umursamamanın tezahürü tavşanın dağla olan ilişkisi
Sevdiklerinin yanında olması onları aleme kattırmaz mı
Kerimi şişleyen, elem nedir senin için? Anca iş ilişkisi

Ele avuca sığ diyen yok sana
Şekline şemaline karışmak ne hadde
Yaradan yaratmış seni de orangutanı da emme
Birazda peşine bakaymış iyi olurmuş, ama nerdee

Aynalarla alıp veremediğin nedir
Bu kadar mesafeden bile çatlatırsın onları
Zengin olmuştun biriktirseydin şimdiye kadar
Sapanla aynaları kırdırdıgın çocuklara verdiğin paraları
 

Kurnaz:
haha :D:D
pes etmek yok benim kitabımda bilmezmisin ey bana gafil diyen
bilmezdim seni bu marifet gelir nerden :D
uğraşcak başka adam mı bulamadın ezersin beni hafiften hafiften
diyecek sözüm yok abimsin boyun bükerim kardeşim bn kim olduqunu bilen :D

Süpermen:
O zmn Hababam sınıfının şalterleri kaldırdıgı anda kızların arkalarından söylediği nakaratı hatırlatmak gerekir :

Alçaklara karlar yağdı üşümedin mi?

Sen bu işin sonunu düşünmedin mi :)
 

Not: Yazılara dokunmadan paylaştım :) 



9 Şubat 2011

Sıvası Dökük

"Gece dünyayı örter, gündüz dertleri"

Demişler...Oysa şu sıralar gündüzler bile sıva tutmuyor benim için. Hiç bir makyaj kapatamıyor uykusuz geçen gecelerimin izlerini. Kapandığını düşündüğüm çatlaklarımdan sızıyor gözyaşlarım. Kendimi avutmaya yetmiyor yalanlarım. Çırılçıplak hissediyorum kendimi ve hiç ummadığım kadar korkuyorum, gündüzden bile... Çünkü 'yalnızlık' denilen şeyi daha yeni tanıyorum. Ya da belki artık taşıyamadığım için garipsiyorum. Ruhuma giydiğim bu elbise gittikçe ağırlaşıyor ve düştükçe pençesine dilim lal oluyor. Ki ben boş kelimeler üstadı bir geveze, çaresizim... İstikbalime bakıyorum ve mücrim gibi titriyorum.

Çırpındıkça daha da battığım bir bataklıktayım sanki. Cennet adındaki bu cehennem dünyada yanıyorum. İşlediğim her günahın bedelini hayallerimi satmakla ödüyorum. Ama hala borçluyum hala lanetli... Ne zaman ödenecek bu aptallığımın bedeli? Ne zaman ödeşeceğiz seninle, hayat? Sikip bıraktığın ruhum bir tecavüzü daha kaldıramaz görmüyor musun? Yoruldum...
'Seni anlıyorum' diyenlerin şu kahrolası yazı olmadan beni anlayamadığını bilmek ağır geliyor. Onlara verdiğim tanımları ezberleyip beni zor bulanlara 'keşke bir de o bildiğini varsaydığın tanıma göre yaklaşsaydın ya bana' diyememek koyuyor. Hakkımda her şeyi biliyorsunuz, gerçek hariç. Ne ironik! Oysa ben sizden beni anlamanızı hiç beklemedim. Herkesten umdum ama sizden değil. Sizi öylesine, her şeyinizle sevdim. Çekip gitseniz de sevmeye devam ettim. Ama yoruldum. İçimden gidin demek var size, alın ve gidin tüm korkularımı, tüm acılarımı... Yapamazsınız ve ben de yapamam. Göstermelik acılarınıza daha fazla katlanamam. Sizin için bir yerde unutulmuş bir müsveddeden daha önemli değildim ki zaten bırakın öyle kalayım. Unutulur. Benim gidişim en çabuk unutulan olur hem de.. Bırakın ! Kalabalığın ortasında beni yalnız bıraktığınızdaki gibi bir şey olmamış gibi bırakın... Bırakın!

Yüreği ağzında bir serçe daha ne taşıyabilir ki ? Taşıyamıyorum ben de sitemlerinizi. Bilmem belki de kötüyümdür. Belki bu yüzdendir bu üzerimdeki lanet. Elimi attığım her gülün solması içimdeki karanlıktandır belki de. Lakin bundan öte biri değilim, olamadım! Hayatımdaki her şeyi temizlemek istedim, yeniden başlamak hem de bir çok kez ama beceremedim. Bilmem belki de tam anlamıyla hiç istemedim. Hiç pişman olmadım ki ben yaşadıklarımdan. Belki anlık sövgülerim oldu. Küfürü ağzıma tespih ettim bazıları için ama yine de sevdim yine de onlarla yaşadığım zamanları özledim. Çünkü hissettiklerim hep gerçek oldu. O yüzden de çok acıttı ya gidişleri. Yaralarını kapatmak istedim hep silmek ama yapamadıysam sanırsam gerçekten istemediğim içindir. Çünkü acıları bile hala yanımda olduklarını hissettiriyordu bana. Gitmeye hakları vardı ama ölmeye değil! Onlar ölmeyi tercih etti. Ve ben bugün o cesetleri taşıyamıyorum. Yoruldum... 

Temizlenmiyor hayat, temizlenmiyorsun... Bedeninde duruyor gidenlerin attığı kağıt kesikleri. Görünmezler ama hep acıtıyorlar.  Bir insanın gölgesini silmek o kadar zor ki en iyisi hiç başlamadan ışıkları söndürüp gitmek. Çünkü ne kadar kirlenirsen o kadar  çabuk ebeliyor hayat seni. Oysa sen yağmurdan kaçarken doluya denk gelmiş ve afallamıştın ebe olmak hiç hesabında yoktu. Sen sevmeyi öğreniyordun. Sevmek nasıl bir şeydi hissetmek isterken aşka düşüyordun oysa düştüğün aşk evlat edindiğin bir aşktı bilemiyordun. Sen beraber yaşlanabileceğini düşündüğün bir adamı öpmek istiyordun ve bu yüzden de öptüğün her adamı özlüyordun. Oysa dudakların olduğu için öpüyorlardı onlar seni daha ötesi yoktu. Sen varlığına bağlamışken mutluluğunu o seni 'varlığın yalnızlığımı geçirmiyor' diye terk ediyordu. Sonra sen de onlara benzemeye başladın çünkü doğrusu böyle gibi geliyordu. Beğendiğin bedenlerdi artık ruhlara bakmıyordun. Ya da öyle olduğuna inandırmaya çalışıyordun kendini. Birinin dudak izi daha geçmeden diğerini öptüğünde ihanet ettiğin için kendini kötü hissediyordun ama ortada ihanet edilecek biri de yoktu. Hatta öpülen bir adam da. Ama kirlendiğini düşünüyordun ve bu yüzden de kirleniyordun. Öptüğün her kişide biraz daha kirleniyordun ve bu yüzden ebeliyordu hayat seni. 

Ebelendim ben de... Çaylak bir çocuk gibi açığa çıktım ve her yaramaz çocuk gibi sonunda ben de pişman oldum. Huzur istiyorum artık. Kurtarsın istiyorum biri beni... Sorgulanmaktan, kaybetmekten sıkıldım bir kere de kazanmak istiyorum...


Bir dilek tuttum sayıyorum sonsuzdan geri... 


Not: Bu yazı üzerine bu dinlenir!

Dikkat Kuzey Kutbu

İzleyiciler

Etiketler

14 şubat (1) 23 Nisan (1) 25 yaş (3) 29 Temmuz (1) 41AT (1) 5 Kasım (1) 500ES (1) 90's (1) adap (1) amiral battı (1) analiz (3) anlamak (1) Arzu (3) aşk (7) aynı (1) ayrılık (2) ayrımcılık (1) bachata (1) banka (1) başkent (1) beğenmek (1) beyaz (1) bilmece (1) bir sevgi istiyorum (1) bovling (1) Bülent Ortaçgil (3) Cahit Arf (1) ceviz cafe (1) Cihan Demirci (1) çay (1) Çingene Kızı (1) çizgi film (1) çocukluk (8) çorap (1) dans (1) Davutpaşa (1) değişim (1) deli gömleği ütü istemez (1) demirdöküm (1) Devekuşu Kabare (1) dilek (1) Dilime Dolandı (2) DİR (20) Disko Kralı (1) doğum (1) doğumgünü (2) Don Kişot (1) dost (4) dövme (1) düğün (1) dün akşam (1) eller (1) emek sineması (2) Emel Sayın (1) engelli (1) ergenlik (1) Erhan (1) esas kız (1) Eskişehir (1) evlilik (3) Eylül Akşamı (2) Fenerbahçe (1) festival (4) fikir (1) film (6) filmekimi (2) Finansbank (1) Freddy Krueger (1) futbol (1) gala (2) GAMYAD (1) ganyan (1) Gaziantep (1) Gaziantep Kalesi (1) gemi (1) gezi (2) göçmen (1) guiness (1) gülümseme (1) güncelleme (1) günlük (2) haber (1) hakkında (1) Hakkında Değil Kendisiyle Konuş (1) hayatım (4) Haydarpaşa (1) Hayvanat Bahçesi (1) hesap (1) hoşgeldin (2) huzur (1) IKEA (1) İkitelli (1) istanbul (1) istemek (1) (1) iş hayatı (1) İzmir (2) kaçmak (1) kader (1) Kahramanlar Müzesi (1) kahve (2) kampanya (1) kan (1) kan kanseri (1) kapak (1) kapı (1) kaybetmek (1) kedi (1) kırgınlık (1) kısa kısa (2) kitap (1) klip (2) koltuk (1) konser (1) korku (2) korku filmi (1) kuaför (1) kurbağa (1) kutlama (1) kuzen (1) kültür (1) leylek (1) madde (3) Mars Heykeli (1) masal (1) matematik (5) melez (1) mezun (1) mezuniyet (1) mim (1) minibüs (1) nar (1) nargile (1) nil (1) Okan Bayülgen (1) oryantasyon (1) Oya-Bora (1) oyuncak (1) önyargı (1) örtü (1) özlem (1) pasta (1) patikli penguen (1) pazar (1) pi (1) platonik (1) poster (1) saçma (1) sansür (1) sarı kağıt (1) savaş (1) Secret Cv (1) sevgi (2) siyah (1) soba (1) soğan (1) sorgulama (1) staj (1) stres (1) süpermen (2) şarkı (6) şataraban (1) şerefsiz (1) şımarıklık (2) şiir (3) Şirinler (1) şizofren (1) takım (1) Taksim (1) tango (1) tanımak (2) tanıtım (3) tanrı (1) taslak (1) taşlıtarla (1) teleşli apt (1) terlemek (1) tesadüf (1) tesbih (1) trombosit (1) unutmak (1) V for Vendetta (1) yabancı (1) yağmur (1) yangın (1) yapma (1) yardım (1) yasak (1) yaşayan kütüphane (2) yemek (1) Yeni türkü (1) yeni yıl (1) yeşilçam (2) Yıldız Teknik (6) Yıldıztog (4) yıldönümü (1) yolculuk (1) yumak (1) yumurta (2) yüksek lisans (1) Zeki Müren (1) Zeugma Müzesi (1)

Sobe!

Takvim İnsanları