Dilime Dolandı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dilime Dolandı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
24 Eylül 2010
Dilime Dolandı - Zeki Müren
24 Eylül 1996'ydı onu en son gördüğümüzde. O zamanlar onu kaybetmek ne demekti bilmiyordum. Biraz daha büyümeye başlayınca eniştemin kasetleri arasında keşfettim sanat güneşini. Teyzemlerin bozulmaya yüz tutmuş kasetçalarında takıla takıla ilk şarkımı dinledim ondan. "Sorma ne haldeyim..." diye giriyordu o büyülü havaya ve "Ah bu yangın beni öldürüyor yavaş yavaş, kor kor ateşler yanıyor içimde, aşkı beni kül ediyor. " diyerek tüm dinleyenleri dertlendirebiliyordu. Sevmiştim sesini ve dinledikçe sözlerini de sever olmuştum. Yaşadıkça hayatı bir de anlar olmuştum. Artık herkes gibi benim de dertli gecelerimin haykıran sesi o'ydu.
Tam 14 sene sonra yine dilime takılır oldu şarkıları... Zaten hiç vazgeçememiştim onu dinlemekten. Hem onu bir kere dinleyipte vazgeçebilen var mıydı ki ? Nerdeyse bir sürü sanatçı da yorumlamıştır ama kimse onun gibi içten ve o narin tınıyla ; "Seni terkedip de gitmek var ama , aah bu şarkıların gözü kör olsun" diyememiştir. Zeki Müren'i anlamak - ya da anladığını varsaymak- için hayatını anlamak yetmez. Nerde doğdugu ne kadar plak çıkardığı ya da hangi filmde oynadığı değil onu 'Sanat Güneşi' yapan, ona bu ismi veren kimsede olmayan kişiliğini anlamak gerekir. O yüzden uzun uzadıya anlatmak gelmiyor içimden. Şurda doğdu bunu yaptı demek çok yavan kalıyor gözümde. Ve gücüm yok onca şarkıyla onu anlatmaya, zaten haddim de değil.
Bir devir canlı canlı yaşadı bu sevgiyi, bir devrin güneşi vardı. Bizler göremedik belki ama yine de gölgesinde ısındık güneşin. Buna da şükretmek gerekirdi. Ve biz de öyle yaptık. Onunla beraber "Hasrete alıştım ne gelir elden,yaşlı gözlerime baktığın yerden, gözlerin doğuyor gecelerime..." dedik ve avunduk. Avuntumu Zeki Müren'i iyi tanıyanların bildiği ama onu pek dinlemeyenlerin bilmediği bir şarkıyla yapmak istiyorum ben de bu yazıda; Bir sevgi istiyorum!
Ben şarkılarda genelde ne hissettiğimi ararım ama ilk defa ne beklediğimi aradığım ve bulduğum bir şarkı vardı. O da bu şarkı. Sözleri şöyle;
Yılları durduracak
Güneşi doğduracak
Dünyamı dolduracak
Bir sevgi istiyorum
Deli gibi sevecek
Ömür boyu sürecek
Gözlerimde tütecek
Bir sevgi istiyorum
Halimi anlayacak
Derdime katlanacak
Benimle ağlayacak
Bir sevgi istiyorum
Deli gibi sevecek
Ömür boyu sürecek
Gözlerimde tütecek
Bir sevgi istiyorum
Zeki Müren'le dertlendiğim onunla sevgiyi ve gerçeği aradığım onca akşamdan sonra herhalde sözlerimi yine onun şarkı sözleriyle bitirmek daha güzel olur;
Ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın,
Sanma ki hikâyesi şu titreyen dalların
Düşen yaprakla biter,
Böyle bir kara sevda kara toprakla biter.
Ruhun şad olsun...
Tam 14 sene sonra yine dilime takılır oldu şarkıları... Zaten hiç vazgeçememiştim onu dinlemekten. Hem onu bir kere dinleyipte vazgeçebilen var mıydı ki ? Nerdeyse bir sürü sanatçı da yorumlamıştır ama kimse onun gibi içten ve o narin tınıyla ; "Seni terkedip de gitmek var ama , aah bu şarkıların gözü kör olsun" diyememiştir. Zeki Müren'i anlamak - ya da anladığını varsaymak- için hayatını anlamak yetmez. Nerde doğdugu ne kadar plak çıkardığı ya da hangi filmde oynadığı değil onu 'Sanat Güneşi' yapan, ona bu ismi veren kimsede olmayan kişiliğini anlamak gerekir. O yüzden uzun uzadıya anlatmak gelmiyor içimden. Şurda doğdu bunu yaptı demek çok yavan kalıyor gözümde. Ve gücüm yok onca şarkıyla onu anlatmaya, zaten haddim de değil.
Bir devir canlı canlı yaşadı bu sevgiyi, bir devrin güneşi vardı. Bizler göremedik belki ama yine de gölgesinde ısındık güneşin. Buna da şükretmek gerekirdi. Ve biz de öyle yaptık. Onunla beraber "Hasrete alıştım ne gelir elden,yaşlı gözlerime baktığın yerden, gözlerin doğuyor gecelerime..." dedik ve avunduk. Avuntumu Zeki Müren'i iyi tanıyanların bildiği ama onu pek dinlemeyenlerin bilmediği bir şarkıyla yapmak istiyorum ben de bu yazıda; Bir sevgi istiyorum!
Ben şarkılarda genelde ne hissettiğimi ararım ama ilk defa ne beklediğimi aradığım ve bulduğum bir şarkı vardı. O da bu şarkı. Sözleri şöyle;
Yılları durduracak
Güneşi doğduracak
Dünyamı dolduracak
Bir sevgi istiyorum
Deli gibi sevecek
Ömür boyu sürecek
Gözlerimde tütecek
Bir sevgi istiyorum
Halimi anlayacak
Derdime katlanacak
Benimle ağlayacak
Bir sevgi istiyorum
Deli gibi sevecek
Ömür boyu sürecek
Gözlerimde tütecek
Bir sevgi istiyorum
Zeki Müren'le dertlendiğim onunla sevgiyi ve gerçeği aradığım onca akşamdan sonra herhalde sözlerimi yine onun şarkı sözleriyle bitirmek daha güzel olur;
Ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın,
Sanma ki hikâyesi şu titreyen dalların
Düşen yaprakla biter,
Böyle bir kara sevda kara toprakla biter.
Ruhun şad olsun...
30 Nisan 2010
Dilime Dolandı - Oya & Bora

Oya & Bora ya da çocukken aklımızda kaldığı şekliyle Ora-Boya... Hatırlamayan yoktur bu ikiliyi, hepimizin çocukluğuna yer etti çünkü. Ama sanırsam benim biraz fazla yer etmiş. Çıkmak bilmiyor aklımdan. Şuan dinleyenlere güzel gelmesede benim için ilk günkü güzelliklerini hala taşıyolar. Öyle ki geçenlerde tüm albümlerine dönüp bir daha inceledim ve ogünden beri hala dilimde dolanıyor şarkıları.
Oya & Bora , çocukluğum...Zamanında Eurovision'a katılabilmesi için kurulduğunu düşündüren "Grup Denk" ismindeki ikili daha sonra adlarını Oya & Bora olarak analarak yolarına devam etti o güzelim şarkılarla; sevmek zamanı, ayrılık zamanı, seni bana yazmışlar, belli belli, saraylı... 90'lara damgalarını vurdular bunu kimse inkar edemez. Şimdilerde şarkıları basit gelse de ben sanırsam o basitliğini seviyordum. Oya Küçümen'in o sesine hastaydım. Bora Ebeoğlu bana hep karizma gelirdi. Küçüktüm ve 'Aşk'ı ilk onlarda görmüştüm. Ne kadar doğru bilmiyorum ama 16 yıl sevgili kalıp evlenmişler. Fakat şunu iyi biliyorum onlar birbirlerine her zmana aynı baktılar, sevgi dolu. İşte bu yüzden onların yeri bende hep ayrı olucak. Onlar benim küçüklüğüm, hayallerim, beklentilerim. İşte bu yüzden onların şarkıları hala bana basit ama içten gelecek.
Hangi şarkısını ele alsam incelesem diye düşünüyordum. Bir çoğu biliniyor ve ilk günkü gibi hatırlanıyor ama bir şarkısı var geri planda kaldığından ya da ozaman anlamını bilmediğimizden herhalde biz de pek yer etmemiş. "Ayrılık Zamanı" . Es geçilmemesi gerektiğine inandığım bir şarkı. Sözleriyle canından vuran bir şarkı. Öyleki ; " Önce gözler bırakırmış sevgilinin ellerini..." diyerek boğazınıza düğümlenen bir şarkı bu.
Benim de ezelden beri çok sevdiğim bir parça. Gerçekten sebepsiz hırçınlıkların ardından gelip çattı her daim ayrılık rüzgarı. Korkar oldum oyüzden benden gözlerini kaçıranlardan. Görmek istenmemesinden korktum geriye bırakılan enkazları. Sevince konuşulmadan da hissedilmesinden korktum ayrılığın. Ayrılığın yakıcı olmasının bu denli açık sözlülükle anlatılmasından korktum ama sevdim bu şarkıyı.
Sözleri şöyleki;
Sen soğuk kış güneşine bakarken
Çöl ateşi yakacak beni
Mesafelere dolanacak iklimler
Ayrı ayrı yerlerde başka insanlar
Başka nefesler
Ama hep uykusuz geceler
Bir yaban gül dikeniyle kan oturdu ellerime
Kötü şeyler olacakmış öyle bir his içimde
Ellerinle saklama terkeden gözlerini
Önce gözler bırakırmış sevgilinin ellerini
Geldi geldi wakti geldi
Geldi kondu dudağına
Pek yakıştı hırçınlığına
Bekletme beni söyle
Ayrılık ne zaman
Ayrılık ne zaman
Söyle söyle ayrılık ne zaman
Ölüm bile yıkamazdı böyle bildik sevgimizi
Çöl kumundan bir kaleymiş dokununca yıkılıverdi
Geldi geldi vakti geldi
Geldi kondu dudağına
Pek yakıştı hırçınlığına
Bekletme beni söyle
Ayrılık ne zaman
Ayrılık ne zaman
Söyle söyle ayrılık ne zaman
Bir kibrit ateşi seni tutuşturuyor
Öyle deli bir sıcak ki her şeyi yakıyor
(Bir not bırakmak istedim biran. Hani yazar notu gibi sonradan hatırlatmalar gibi. Aleme ibret olsundan daha çok kendime ufak bir hatırlatma olsun gibi. Yazar notu olarak yani... Dilime dolandı yine bu şarkı. Korktuğumdan dolanıp kaldı işte. 'Ayrılık ne zaman?' diye sorucağım düşüncesinden dolandı kaldı işte. Oysa gereksizdi biliyorum. Ne demiş çok bilmiş teyzelerimiz kötü düşünürsen kötü olur. Kısmet diyelim ozaman; kader, alınyazısı, mukadderat, burada ne yazıyorsa o... vs. vs.)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hakkımda
Arşiv
İzleyiciler
Peşindeyim
-
10 Yaş6 yıl önce
-
-
-
Bir Göçmen Kuşum Ben9 yıl önce
-
-
Taşındık!10 yıl önce
-
Taşındık!10 yıl önce
-
-
Önce Prospektüsü okuyunuz !13 yıl önce
-
Etiketler
14 şubat
(1)
23 Nisan
(1)
25 yaş
(3)
29 Temmuz
(1)
41AT
(1)
5 Kasım
(1)
500ES
(1)
90's
(1)
adap
(1)
amiral battı
(1)
analiz
(3)
anlamak
(1)
Arzu
(3)
aşk
(7)
aynı
(1)
ayrılık
(2)
ayrımcılık
(1)
bachata
(1)
banka
(1)
başkent
(1)
beğenmek
(1)
beyaz
(1)
bilmece
(1)
bir sevgi istiyorum
(1)
bovling
(1)
Bülent Ortaçgil
(3)
Cahit Arf
(1)
ceviz cafe
(1)
Cihan Demirci
(1)
çay
(1)
Çingene Kızı
(1)
çizgi film
(1)
çocukluk
(8)
çorap
(1)
dans
(1)
Davutpaşa
(1)
değişim
(1)
deli gömleği ütü istemez
(1)
demirdöküm
(1)
Devekuşu Kabare
(1)
dilek
(1)
Dilime Dolandı
(2)
DİR
(20)
Disko Kralı
(1)
doğum
(1)
doğumgünü
(2)
Don Kişot
(1)
dost
(4)
dövme
(1)
düğün
(1)
dün akşam
(1)
eller
(1)
emek sineması
(2)
Emel Sayın
(1)
engelli
(1)
ergenlik
(1)
Erhan
(1)
esas kız
(1)
Eskişehir
(1)
evlilik
(3)
Eylül Akşamı
(2)
Fenerbahçe
(1)
festival
(4)
fikir
(1)
film
(6)
filmekimi
(2)
Finansbank
(1)
Freddy Krueger
(1)
futbol
(1)
gala
(2)
GAMYAD
(1)
ganyan
(1)
Gaziantep
(1)
Gaziantep Kalesi
(1)
gemi
(1)
gezi
(2)
göçmen
(1)
guiness
(1)
gülümseme
(1)
güncelleme
(1)
günlük
(2)
haber
(1)
hakkında
(1)
Hakkında Değil Kendisiyle Konuş
(1)
hayatım
(4)
Haydarpaşa
(1)
Hayvanat Bahçesi
(1)
hesap
(1)
hoşgeldin
(2)
huzur
(1)
IKEA
(1)
İkitelli
(1)
istanbul
(1)
istemek
(1)
iş
(1)
iş hayatı
(1)
İzmir
(2)
kaçmak
(1)
kader
(1)
Kahramanlar Müzesi
(1)
kahve
(2)
kampanya
(1)
kan
(1)
kan kanseri
(1)
kapak
(1)
kapı
(1)
kaybetmek
(1)
kedi
(1)
kırgınlık
(1)
kısa kısa
(2)
kitap
(1)
klip
(2)
koltuk
(1)
konser
(1)
korku
(2)
korku filmi
(1)
kuaför
(1)
kurbağa
(1)
kutlama
(1)
kuzen
(1)
kültür
(1)
leylek
(1)
madde
(3)
Mars Heykeli
(1)
masal
(1)
matematik
(5)
melez
(1)
mezun
(1)
mezuniyet
(1)
mim
(1)
minibüs
(1)
nar
(1)
nargile
(1)
nil
(1)
Okan Bayülgen
(1)
oryantasyon
(1)
Oya-Bora
(1)
oyuncak
(1)
önyargı
(1)
örtü
(1)
özlem
(1)
pasta
(1)
patikli penguen
(1)
pazar
(1)
pi
(1)
platonik
(1)
poster
(1)
saçma
(1)
sansür
(1)
sarı kağıt
(1)
savaş
(1)
Secret Cv
(1)
sevgi
(2)
siyah
(1)
soba
(1)
soğan
(1)
sorgulama
(1)
staj
(1)
stres
(1)
süpermen
(2)
şarkı
(6)
şataraban
(1)
şerefsiz
(1)
şımarıklık
(2)
şiir
(3)
Şirinler
(1)
şizofren
(1)
takım
(1)
Taksim
(1)
tango
(1)
tanımak
(2)
tanıtım
(3)
tanrı
(1)
taslak
(1)
taşlıtarla
(1)
teleşli apt
(1)
terlemek
(1)
tesadüf
(1)
tesbih
(1)
trombosit
(1)
unutmak
(1)
V for Vendetta
(1)
yabancı
(1)
yağmur
(1)
yangın
(1)
yapma
(1)
yardım
(1)
yasak
(1)
yaşayan kütüphane
(2)
yemek
(1)
Yeni türkü
(1)
yeni yıl
(1)
yeşilçam
(2)
Yıldız Teknik
(6)
Yıldıztog
(4)
yıldönümü
(1)
yolculuk
(1)
yumak
(1)
yumurta
(2)
yüksek lisans
(1)
Zeki Müren
(1)
Zeugma Müzesi
(1)
Takvim İnsanları