21 Temmuz 2010

Zaman, Tesadüf ve Saçmalama Üzerine Bir Tez !


Çok zaman oldu yazmak isteyip de yazamayalı, neredeyse bir ay... Zaman ne çabuk geçiyor, şaşırtıcı. Günün bitmek bilmezken ve sen ağlayıp zırlamadan yorgun düşüp sızarken aslında çok hızlı esmekte akreple yekovan arasındaki rüzgar. Yetmiş üç gün ya da kayıtları geçen altmış sekiz günlük bir yalnızlık seromonisi yapıldı, bir aylık bir staj doldu, bir aylık bir uzaklaşma oldu kağıt kalemden... Daha bir sürü şey geldi geçti; bazen iz bıraktı bazen anımsanmadı bile.

Yazmak istedim. Her zaman yaptığım gibi yazarak haykırmak; çünkü yazarken duygulara karşı kelimelerimi giyinmiş bir Don Kişot gibi hissediyorum kendimi. Belki şimdiye kadar gelip geçen tüm Don Kişotların yüz karasıyım. En beceriksiz yitik savaşçı benim belki de. Yine de güçlü hissediyorum kendimi, sadece yazarken savaşabiliyorum onlarla; zayıf olsa da kılıcım umrumda değil ! Ama yazamadım...

Bir sürü bahanem vardı heybemde. Bir değişiklik olsa diyordum. Yeni bir hayat almak için yeni bir yüz istiyordum ordan burdan. Bu isteğimin en büyük zararını bu blog aldı galiba. Herkesin kafasının etini yedim. Yeni bir arkaplan istiyorum, bana özgü bişiyler olsun istiyorum diyip durdum. Ne yazıkki yazılımdan anlamam; kodlar bana sadece yanyana durmuş anlamsız harfler gibi geliyor. Denedim yine de. O nasıldır, bu nasıldır dedim durdum. Bir türlü isteğim gibi olmadı. Hatta birara sadece beyaz bir sayfa olarak bırakmak istedim burayı - ki hala düşünüyorum. Sonra herşey de yaptığım gibi bu konuda da indirdim yelkenleri suya, vazgeçtim.Şekilden uzaklaşıp bildiğiniz gibi geri bildiğiniz şekilde geri geldim. Anlatacaklarım da birikmişti geri geldim ben de.

Bişiyler var dilimin ucunda buaralar. Biraz anlatması zor, anlatıcaklarımdan ötürü değil anlatma özürlülüğümden dolayı zor. Yalnız biraz daha bekleyecek! Bu akşam Bülent Ortaçgil'in 40. yıl konserine gidip biraz dağıtayım ruhumu hepsini anlatıcam size. ("Benim konserim vaaar senin var mıııı ?" modundaki iğrenç havalı kız çocuklarına benzedim ama arada şımarmak benim de hakkım. Olucak o kadar:p )

Şimdi depresif modumu biraz daha cilamaya konsere giderken ben sizlere serin ve mutlu bir yaz günü dilerim! Eğer konsere gelicekseniz ve beni bulmak isterseniz -umarım çalar- 'Eylül Akşamı' şarkısında en çok zırlayan hatun ben olucam! Habersiz bir tesadüfle, bunca zamanı aynı yerde birbirimize yakın ve bir o kadarda uzakta geçirdiğim senle yolumu kesiştirmişken ve ne yazıkki bu şansı kaybetmişken sorasım var hayata ; "Kavuşmamız mümkün değilse neden bizi tanıştırdın ? "... Beklenmedik bir tesadüf beklemekteyim, bir eylül akşamı... Ve bu şarkı da zırlarken ben ruhumu serbest bırakacağım!


1 yorum:

Melek Şenyurt dedi ki...

don kişotum benim bizim de aramıza dönme vakti gelmedi mi artık :(

Dikkat Kuzey Kutbu

İzleyiciler

Etiketler

14 şubat (1) 23 Nisan (1) 25 yaş (3) 29 Temmuz (1) 41AT (1) 5 Kasım (1) 500ES (1) 90's (1) adap (1) amiral battı (1) analiz (3) anlamak (1) Arzu (3) aşk (7) aynı (1) ayrılık (2) ayrımcılık (1) bachata (1) banka (1) başkent (1) beğenmek (1) beyaz (1) bilmece (1) bir sevgi istiyorum (1) bovling (1) Bülent Ortaçgil (3) Cahit Arf (1) ceviz cafe (1) Cihan Demirci (1) çay (1) Çingene Kızı (1) çizgi film (1) çocukluk (8) çorap (1) dans (1) Davutpaşa (1) değişim (1) deli gömleği ütü istemez (1) demirdöküm (1) Devekuşu Kabare (1) dilek (1) Dilime Dolandı (2) DİR (20) Disko Kralı (1) doğum (1) doğumgünü (2) Don Kişot (1) dost (4) dövme (1) düğün (1) dün akşam (1) eller (1) emek sineması (2) Emel Sayın (1) engelli (1) ergenlik (1) Erhan (1) esas kız (1) Eskişehir (1) evlilik (3) Eylül Akşamı (2) Fenerbahçe (1) festival (4) fikir (1) film (6) filmekimi (2) Finansbank (1) Freddy Krueger (1) futbol (1) gala (2) GAMYAD (1) ganyan (1) Gaziantep (1) Gaziantep Kalesi (1) gemi (1) gezi (2) göçmen (1) guiness (1) gülümseme (1) güncelleme (1) günlük (2) haber (1) hakkında (1) Hakkında Değil Kendisiyle Konuş (1) hayatım (4) Haydarpaşa (1) Hayvanat Bahçesi (1) hesap (1) hoşgeldin (2) huzur (1) IKEA (1) İkitelli (1) istanbul (1) istemek (1) (1) iş hayatı (1) İzmir (2) kaçmak (1) kader (1) Kahramanlar Müzesi (1) kahve (2) kampanya (1) kan (1) kan kanseri (1) kapak (1) kapı (1) kaybetmek (1) kedi (1) kırgınlık (1) kısa kısa (2) kitap (1) klip (2) koltuk (1) konser (1) korku (2) korku filmi (1) kuaför (1) kurbağa (1) kutlama (1) kuzen (1) kültür (1) leylek (1) madde (3) Mars Heykeli (1) masal (1) matematik (5) melez (1) mezun (1) mezuniyet (1) mim (1) minibüs (1) nar (1) nargile (1) nil (1) Okan Bayülgen (1) oryantasyon (1) Oya-Bora (1) oyuncak (1) önyargı (1) örtü (1) özlem (1) pasta (1) patikli penguen (1) pazar (1) pi (1) platonik (1) poster (1) saçma (1) sansür (1) sarı kağıt (1) savaş (1) Secret Cv (1) sevgi (2) siyah (1) soba (1) soğan (1) sorgulama (1) staj (1) stres (1) süpermen (2) şarkı (6) şataraban (1) şerefsiz (1) şımarıklık (2) şiir (3) Şirinler (1) şizofren (1) takım (1) Taksim (1) tango (1) tanımak (2) tanıtım (3) tanrı (1) taslak (1) taşlıtarla (1) teleşli apt (1) terlemek (1) tesadüf (1) tesbih (1) trombosit (1) unutmak (1) V for Vendetta (1) yabancı (1) yağmur (1) yangın (1) yapma (1) yardım (1) yasak (1) yaşayan kütüphane (2) yemek (1) Yeni türkü (1) yeni yıl (1) yeşilçam (2) Yıldız Teknik (6) Yıldıztog (4) yıldönümü (1) yolculuk (1) yumak (1) yumurta (2) yüksek lisans (1) Zeki Müren (1) Zeugma Müzesi (1)

Sobe!

Takvim İnsanları