1 Ocak 2011

Yapma...

"Dün gece seni sevdiğimi söyleyecektim, sana ihtiyacım var diyecektim...Nedense sustum..."  diye mırıldanıyordu Candan arka fondan ve benim boğazımda bir düğüm, yutkundukça karışan..

Harflerimin fiyakasını bozdun sen... Ve ben şimdi aynı filme ikinci kez bilet almış bir garip gibi bayatlamış bir hayatı kemiriyorum. Geçmişimden çıkıp gelmiş bir hayalet gibisin. Farklı bir bedene misafirsin belki ama aynı buruklukta tadın... Isırdıkça yüzümün ekşimesi bile aynı ve bana bakışları aslının iki kopyası gibi ayırt edilemez...

Korkuyorum... Aynı hikayeyi baştan tekrar ve tekrar yaşamaya korkuyorum. Sıkışıp kalmaktan, boğulmaktan korkuyorum. Lanet ediyorum memleketinize, sizi doyuran nefesiniz olan ve belki de gerçekte ki tek ortak noktanız olan memleketinize bin bir küfür savuruyorum. Uzak durun benden! Ucu açık cümlelerinizle imalarda bulunmayın bana. Sanki beni önemsiyormuşunuz gibi davranmayın. Anlamayın beni! Bırakın öyle kupkuru kalayım dalımda solayım ama beni sulamayın. Sonra her gün bekler oluyorum, yolunda gözlerimin ferini söndürüyorum... Tanımak için çırpınıyor bu kalbim. Bilmeceleriniz arasında anlamlar yüklemeye çalışıyorum davranışlarınıza. Umutlandıkça umutlanıyor battıkça batıyorum hayatın bataklığına... Kordan bir alevsiniz ve ben canımın acıyacağını düşünmeden sarılmak istiyorum size..Ruhum yanıyor, ruhum kanıyor ama bana 'geçecek' demenizi bekliyorum sessiz çığlıklarımla...

Yaşadım. Ben bu hikayenin baş rolüydüm hem de esas oğlan bir başkasını severken... Kanadım. Hayal kırıklıklarının batmadığı bir yer kalmadı ruhumda. Artık kırılmam ben çünkü kalbimde kırılacak derman kalmadı... Arabesk edebiyatı yapıyorum belki de.. Ne düşünürsen düşün ne hissedersen hisset, umurumda değil! Öğrendiğim gibi sen ve senin gibilerinden, önemimin olmadığı gibi önemi yok bunun da. Hiç var olmamış gibi yaşadık biz Selim Işık'la öyle de yaşamaya devam edeceğimiz arabesk edebiyatımızda... 


Bu sefer biliyorum... Seni tanımak için belirsiz cümlelerinde anlam aramayacam. Ellerini şöyle tuttu, kafasını böyle çevirdi ne demek ki şimdi bu diye düşünmekten uykusuz geçmeyecek gecelerim. Beni sevdiğini söylediğin yerleri ararken alt metinlerde açık açık bağırdığın gerçeklere karşı kör ve sağır olmayacağım bu sefer. Bu sefer istesen de çok kıramayacaksın beni! Ben senin gibi birine bir kez yenildim, bir kez deliler gibi ağladım. Ben kendimi bir kez bu denli kaybettim. Onurumu, güvenimi, benliğimi bir kez hiçe saydım artık geriye bir şey kalmadı. Kalan varsa eğer onları da sana harcayamam... 


Evet, özlüyorum... Ruhumun katilini özlüyorum. Bir gülüşüne her şeyimden vazgeçtiğim o adamı ve onunla yaşadığım basitliği özlüyorum. Bir kahve tadında ki muhabbetlerimizi, iki el tavla oynayışımızı... Ama senle kahve içemem; korkuyorum aynı tadı bulmaktan. Bir daha bırakamamaktan korkuyorum o zarları... Yapma! Kırılmam diye üstüme bu denli gelme! Açık bırakma cümleleri, üşüyorum... Girme düşlerime, yine sevmekten korkuyorum!  Geçmişi anımsattığın için değil yeniden can bulduğun için heyecanlanırım, yapma! Özlemle derim ' anlat derim nasıldı uzaklar..beni unutmadın yaa ' diye, söyletme!


Bırak sana giden tüm yollar kapalı kalsın... Yoksa öleceğim bu sefer! Yapma! 

Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki
Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini 
Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi…
Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

Cemal Süreya

1 yorum:

Melek Şenyurt dedi ki...

insanların yerleri değişiyor cümle içinde bile ve bazen o kişiye diosun ki;
'herkes sana benziyorken, şimdi sen herkese benziyorsun'

Dikkat Kuzey Kutbu

İzleyiciler

Etiketler

14 şubat (1) 23 Nisan (1) 25 yaş (3) 29 Temmuz (1) 41AT (1) 5 Kasım (1) 500ES (1) 90's (1) adap (1) amiral battı (1) analiz (3) anlamak (1) Arzu (3) aşk (7) aynı (1) ayrılık (2) ayrımcılık (1) bachata (1) banka (1) başkent (1) beğenmek (1) beyaz (1) bilmece (1) bir sevgi istiyorum (1) bovling (1) Bülent Ortaçgil (3) Cahit Arf (1) ceviz cafe (1) Cihan Demirci (1) çay (1) Çingene Kızı (1) çizgi film (1) çocukluk (8) çorap (1) dans (1) Davutpaşa (1) değişim (1) deli gömleği ütü istemez (1) demirdöküm (1) Devekuşu Kabare (1) dilek (1) Dilime Dolandı (2) DİR (20) Disko Kralı (1) doğum (1) doğumgünü (2) Don Kişot (1) dost (4) dövme (1) düğün (1) dün akşam (1) eller (1) emek sineması (2) Emel Sayın (1) engelli (1) ergenlik (1) Erhan (1) esas kız (1) Eskişehir (1) evlilik (3) Eylül Akşamı (2) Fenerbahçe (1) festival (4) fikir (1) film (6) filmekimi (2) Finansbank (1) Freddy Krueger (1) futbol (1) gala (2) GAMYAD (1) ganyan (1) Gaziantep (1) Gaziantep Kalesi (1) gemi (1) gezi (2) göçmen (1) guiness (1) gülümseme (1) güncelleme (1) günlük (2) haber (1) hakkında (1) Hakkında Değil Kendisiyle Konuş (1) hayatım (4) Haydarpaşa (1) Hayvanat Bahçesi (1) hesap (1) hoşgeldin (2) huzur (1) IKEA (1) İkitelli (1) istanbul (1) istemek (1) (1) iş hayatı (1) İzmir (2) kaçmak (1) kader (1) Kahramanlar Müzesi (1) kahve (2) kampanya (1) kan (1) kan kanseri (1) kapak (1) kapı (1) kaybetmek (1) kedi (1) kırgınlık (1) kısa kısa (2) kitap (1) klip (2) koltuk (1) konser (1) korku (2) korku filmi (1) kuaför (1) kurbağa (1) kutlama (1) kuzen (1) kültür (1) leylek (1) madde (3) Mars Heykeli (1) masal (1) matematik (5) melez (1) mezun (1) mezuniyet (1) mim (1) minibüs (1) nar (1) nargile (1) nil (1) Okan Bayülgen (1) oryantasyon (1) Oya-Bora (1) oyuncak (1) önyargı (1) örtü (1) özlem (1) pasta (1) patikli penguen (1) pazar (1) pi (1) platonik (1) poster (1) saçma (1) sansür (1) sarı kağıt (1) savaş (1) Secret Cv (1) sevgi (2) siyah (1) soba (1) soğan (1) sorgulama (1) staj (1) stres (1) süpermen (2) şarkı (6) şataraban (1) şerefsiz (1) şımarıklık (2) şiir (3) Şirinler (1) şizofren (1) takım (1) Taksim (1) tango (1) tanımak (2) tanıtım (3) tanrı (1) taslak (1) taşlıtarla (1) teleşli apt (1) terlemek (1) tesadüf (1) tesbih (1) trombosit (1) unutmak (1) V for Vendetta (1) yabancı (1) yağmur (1) yangın (1) yapma (1) yardım (1) yasak (1) yaşayan kütüphane (2) yemek (1) Yeni türkü (1) yeni yıl (1) yeşilçam (2) Yıldız Teknik (6) Yıldıztog (4) yıldönümü (1) yolculuk (1) yumak (1) yumurta (2) yüksek lisans (1) Zeki Müren (1) Zeugma Müzesi (1)

Sobe!

Takvim İnsanları