15 Şubat 2010

Gizli antlaşmanın sadık uşakları


Ayna karşısında saçlarını yapmakla meşguldü ‘esas kız’. Bunu düşününce gülümsedi, ne garip bir duyguydu esas kız olduğunu düşünmek. Bugüne kadar kendini hep yardımcı kadın ödülü adayı olarak bulduğundan esas kız olma fikri onu aşırı heyecanlandırmıştı. Esas kız olmak; biri tarafından sevilmek, beğenilmek... Bilinmeyene yolculuk yapıyor gibi hissetti. Birkaç saat sonra aya ayak basan ilk bayan olarak anılacaktı radyolarda öyle hissediyordu. Becerisizlikle rimelini sürmeye çalışırken bir yandan da halen bir şeyler eksik gibi geliyordu. Bazen aşırıya kaçabiliyordu süslenmekte bazen de çok sadeleşiyordu. Aman ne önemi vardı ki esas çocuk onu her haliyle seviyordu işte. Evet, “esas çocuk”... İşte bunu demeyi seviyordu. Ama bu ‘esas çocuk’ diğerlerinden farklıydı bu esas çocuk ‘onun’ esas çocuğuydu. Gerçekten, diye düşündü. Ne bulmuştu bu çocuk onda da onu seçmişti. Sonra hemen toparladı kendini ve uzaklaştı bu fikirden; çünkü büyünün bozulmasından korkmuştu ilk defa.

Son kez aynaya baktı, artık hazırdı. Heyecanla indi merdivenleri. Dışarıda buz gibi bir esinti vardı ama üşüyemeyecek kadar ateşi vardı sanırsam ya da o öyle hissediyordu. Yol boyunca değişik şeyler düşünmeye çalıştı; çünkü o günü düşünse, hayal kursa sanki hayal kırıklığı yaşayacak gibi geliyordu ona ve korkuyordu. Gittiğinde orda bekliyordu esas çocuk, işte tam ordaydı her zaman buluştukları yerde. Her zamankinden biraz daha farklıydı, daha bir yakışıklı geldi gözüne biraz daha tatlı. Garip garip gülümsediğini fark edip toparlamaya çalıştı ne oluyordu esas kıza kendine gelmeliydi havada uçmaktan ne zaman fayda görmüştü ki...

Yürümeye başladılar sessizce. Korkutmuyordu ama bu sessizlik onu aksine ilk defa bir sessizlikten zevk alıyordu, acaba o da aynı zevki paylaşıyor muydu diye düşündü. Düşünceleri ve içindeki o garip mutlulukla bir kafenin önüne geldiler. Yukarı kata çıkıp ufak bir masa seçtiler. Karşılıklı oturup bir şeyler sipariş verdiler. İkisi de sessizdi. Sadece bakışıyorlardı o anın tümden durmasını istedi kız. O anda her şey vardı; bir genç kızın ilk öpücüğündeki heyecan, emekli bir ihtiyarın kahvesini içerken hissettiği dinginlik, haylaz bir çocuğun annesinin vazosunu kırdığında hissettiği korku, gözlerin kapalı bir deniz kıyısında martıları dinlerkenki hissettiğin huzur... Her şey vardı o anda,” aşk” vardı. Aşk böyle bir şey diye düşündü. Aşk, anı yaşamaktı işte tüm damarlarında.

“Aşk”ın bir sürü tarifi yapıldı; kitaplarda, filmlerde, şarkılarda... Tüm bunlardan öğrendiğim bir şey var; aşkın tanımı senin hissettiğinle eş değer. Aşk seninle şekilleniyor ama herkese mal oluyor. İki kişi arasında gizli bir antlaşma olması çok eskilerde kaldı. Şimdi aşık oldun mu herkese duyuruyorsun, ‘in a relationship’ yazıyor duvarlarında. “İşte benim sevgilim var senin var mı? “ diyebilmek için sanki. 14 Şubat var bir de ki başlı başına bir olay : ) 14 Şubat sonrası herkes gününü birbirine anlatır ki en iyisi kiminmiş çıksın ortaya diye, hediyeler gösterilir “bak bana ne alındı. Senin var mı?” diyebilmek için. Bilmem belki ben çok kötü fikirliyim bu değildir olay ama bana bu yüzden yalan bulutu gibi geliyor 14 Şubatlar sevemiyorum.

14 Şubat demek Sevgililer Günü mü demek? Bırakın o zaman yolda gül uzatmayı almak istiyorsa kendi alsın. Hediye önermeyin o kendi hediyesini kendi seçsin. Bırakın aşk iki kişinin arasında kalsın. Gülsüz, hediyesiz geçsin ‘14 Şubat’ım ama bana öyle bir baksın ki o gün yeniden alevlensin aramızdaki aşk. Bırakın aramızda kalsın aşk gizli bir antlaşma gibi, bırakın onu biz yaşayalım.

Bir 14 Şubatı daha bıraktık ardımızda nasıl yaşadınız nasıl geçti bilmiyorum. Belki sevgilinizleydiniz, belki yalnız girdiniz, belki tüm geceyi sanki 3 kişiymiş hissiyle geçirdiniz, her neyse işte. Benim diyeceğim tek şey aşkı paylaşmayın sizde kalsın, bunu iyi düşünün bir dahaki 14 Şubata kadar. : ) Ben bunu fark ettim bu 14 Şubat ve en güzel 14 Şubatım bu oldu. Asla unutamayacağım.

Unutamayacağınız 14 Şubatlara aşıklar ve bugün 15 Şubatını kutlayan saplar sizlerinde darısı başına. Unutmayın yakarsanız bırakın aşk aranızda kalsın.

6 yorum:

arzu dedi ki...

mutluluğun daim olsun yafrum =) yüreğine sağlık süper bir şekilde dönüş yapmış oldun yazılarına inş devamınıda görürüz buralarda =)

Unknown dedi ki...

Sağol yafrum :) daim olur inşallah :)

Adsız dedi ki...

aramız iyi olmasa bile bu yazıya yorum yapmadan geçmeyi içime sindiremedim :)

öncelikle "esas oğlan"ı bulmuş olmana çok sevindim =)mutlu olmanı çok isterim çünkü hakediyorsun :)yazına gelince abartmak gibi olmasın ama 'harika' olmuş :)

Melek Şenyurt dedi ki...

yazıyı beğendim ama 15şubatı kutlayanlara! taş atmış olmana deinmeden geçmek istemiyorum:)

Unknown dedi ki...

Taş atmadım ya aşkolsun :( ben de biliyorsun geçen seneye kadar 15 şubatçıydım oyüzden anmak istedim :p

benay dedi ki...

senin adına mutluyum bacım ama benim aşka inancım kalmadı ve bu inanç için umut bile yeşertemez oldum ne yazık ki :(

Dikkat Kuzey Kutbu

İzleyiciler

Etiketler

14 şubat (1) 23 Nisan (1) 25 yaş (3) 29 Temmuz (1) 41AT (1) 5 Kasım (1) 500ES (1) 90's (1) adap (1) amiral battı (1) analiz (3) anlamak (1) Arzu (3) aşk (7) aynı (1) ayrılık (2) ayrımcılık (1) bachata (1) banka (1) başkent (1) beğenmek (1) beyaz (1) bilmece (1) bir sevgi istiyorum (1) bovling (1) Bülent Ortaçgil (3) Cahit Arf (1) ceviz cafe (1) Cihan Demirci (1) çay (1) Çingene Kızı (1) çizgi film (1) çocukluk (8) çorap (1) dans (1) Davutpaşa (1) değişim (1) deli gömleği ütü istemez (1) demirdöküm (1) Devekuşu Kabare (1) dilek (1) Dilime Dolandı (2) DİR (20) Disko Kralı (1) doğum (1) doğumgünü (2) Don Kişot (1) dost (4) dövme (1) düğün (1) dün akşam (1) eller (1) emek sineması (2) Emel Sayın (1) engelli (1) ergenlik (1) Erhan (1) esas kız (1) Eskişehir (1) evlilik (3) Eylül Akşamı (2) Fenerbahçe (1) festival (4) fikir (1) film (6) filmekimi (2) Finansbank (1) Freddy Krueger (1) futbol (1) gala (2) GAMYAD (1) ganyan (1) Gaziantep (1) Gaziantep Kalesi (1) gemi (1) gezi (2) göçmen (1) guiness (1) gülümseme (1) güncelleme (1) günlük (2) haber (1) hakkında (1) Hakkında Değil Kendisiyle Konuş (1) hayatım (4) Haydarpaşa (1) Hayvanat Bahçesi (1) hesap (1) hoşgeldin (2) huzur (1) IKEA (1) İkitelli (1) istanbul (1) istemek (1) (1) iş hayatı (1) İzmir (2) kaçmak (1) kader (1) Kahramanlar Müzesi (1) kahve (2) kampanya (1) kan (1) kan kanseri (1) kapak (1) kapı (1) kaybetmek (1) kedi (1) kırgınlık (1) kısa kısa (2) kitap (1) klip (2) koltuk (1) konser (1) korku (2) korku filmi (1) kuaför (1) kurbağa (1) kutlama (1) kuzen (1) kültür (1) leylek (1) madde (3) Mars Heykeli (1) masal (1) matematik (5) melez (1) mezun (1) mezuniyet (1) mim (1) minibüs (1) nar (1) nargile (1) nil (1) Okan Bayülgen (1) oryantasyon (1) Oya-Bora (1) oyuncak (1) önyargı (1) örtü (1) özlem (1) pasta (1) patikli penguen (1) pazar (1) pi (1) platonik (1) poster (1) saçma (1) sansür (1) sarı kağıt (1) savaş (1) Secret Cv (1) sevgi (2) siyah (1) soba (1) soğan (1) sorgulama (1) staj (1) stres (1) süpermen (2) şarkı (6) şataraban (1) şerefsiz (1) şımarıklık (2) şiir (3) Şirinler (1) şizofren (1) takım (1) Taksim (1) tango (1) tanımak (2) tanıtım (3) tanrı (1) taslak (1) taşlıtarla (1) teleşli apt (1) terlemek (1) tesadüf (1) tesbih (1) trombosit (1) unutmak (1) V for Vendetta (1) yabancı (1) yağmur (1) yangın (1) yapma (1) yardım (1) yasak (1) yaşayan kütüphane (2) yemek (1) Yeni türkü (1) yeni yıl (1) yeşilçam (2) Yıldız Teknik (6) Yıldıztog (4) yıldönümü (1) yolculuk (1) yumak (1) yumurta (2) yüksek lisans (1) Zeki Müren (1) Zeugma Müzesi (1)

Sobe!

Takvim İnsanları